PROF.ABDÜSSELÂM (1926- )

PAKISTANLI FIZIK BILGINI
NOBEL ARMAGANINI KAZANDIRAN BULUS
KUR´AN´DAN CIKARILAN TEORI
ILME YAPTIGI HIZMETLER
ILMÌ KISILIGI VE ILIM ANLAYISI
ISLAMIYET KADAR MÜSBET ILMI DESTEKLEEN BIR DIN YOKTUR
MÜSLÜMANLAR ILMÍ RÖNESANSA MUHTACTIR
DINIMIZ ILIMDE ILERLMEYI EMREDER
MÜSLÜMAN IDARECILERE DÜSEN GÖREV
ILIM INSANI IMANA GÖTÜRÜRÜR

PAKISTANLI FIZIK BILGINI

29 Ocak 1926´da pakistand´in sinirlari disinda bulunan Jhang´da dogdu. Pencap ve Cambrige Üniversitelerinde okudu. Buradan 1949 yilinda matematik ve fizik dallarinda birinci olarak mezun oldu. 1951 yilinda hazirlamis oldugu doktora teziyle kuvantum elektrodinamiginde temel olacak bir cigir acti. Bu arada ayni Üniversitenin Saint John koleji ile ABD´deki PRINCETON YÜKSEK ARASTIRMALAR ENSTITÜSÜ´ne üye secildi. 1954´de CAMBRIGE Üniversitesine "lecturer-Okutman" olarak tayin edildi. Bundan dolayi Pencap Üniversitesinden ayrildi. Bu vazifesini Londra Üniversite- sindeki IMPERIAL COLLEGE´eteorik fizik profesörü olarak edildigi 1957 yilina kadar sürdürdü. 1955 ve 1958 yillarinda milletlerarasi alanda "ENERJININ BARISCI GAYELERLE KULLANILMASI KONFERANSI"´nin ilmí sekreterligini yapti. 1957-1958´de fizige müstesnâ hizmetlerinde bulunmus bir kimse sifatiyla, 1958´de Cambrige Üniversitesi HOPKINS ARMAGANI aldi. 1958-1974 yillari arasinda Pakistan´da Atim enerjisi Komisyonu üyeligi, 1959´dan beri Millí egitim Komisyonu müsvirligi yapti. Ayni sene Ingiliz Kraliyet Akademisi üyeligine secildi. 1960´ta Pakistan guvenörü olarak Milletlerarasi Atom Enerjisi Ajansi Genel Konferansina katildi. Dört yil süren gayretleri sonucu Trieste´deki "Miletlerarasi Teorik Fizik Merkezi"´nin kurulmasini sagladi. 1961´de ilk defa konan Londra Fizik Derneginin MAXWELL MADALYAS ve armaganini aldi. 1961-1962 arasinda yine Pakistand´da Ilmi Ilerletme Dernegi Baskanlig, 1961-1964 arasinda Uzay ve Yukari Atmosfer Komitesi Baskanligi yapti. 1979´da ABD Millí Egitim Akademisi ile Italyan Millí Lincei Akademisine yabanci üye secildi. Ayni yil kendisine "NOBEL FIZIK ARMAGAN"´i verildi. Ayrica biri 9 Eylül 1981´de Istanbul Üniversitesi tarafindan olmak üzere cesitli üniversitelerden 15´i askin fahri fen pâyesi vardir. Bugün bir taraftan Londra Üniversitesi Imperial College´deteorik fizik profesörlügü (1957´den beri) sürdürürken diger taraftan da Trieste´deki "Milletlerarasi Fizik Merkezi" nin direktörlügünü ífa etmektedir.

NOBEL ARMAGANINI KAZANDIRAN BULUS

Prof. Abdüsselâm´a Nobel Armaganini kazandiran , zayif ve elektromagnetik kuvvetlerin birlesik alan teorisidir. Bu teori bir yandan âyar simetrisi prensibine, diger yandanda simetrilerin kendiliklerinden bozulmasiprensibine dayanmaktadir. Ayni teoriyi Steven Weinberg de o siralarda ileri sürdü. Bundan dolayi teori Selâm-Weinberg Teorisi adiyla tanindi. Tabiatta ilk bakista mâhiyetleri itibariyle birbirinden farkli görünen dört cesit etkilesme görülmektedir. Bunlar: 1.Gravitasyon etkilesmeleri, 2.Elektromagnetik etkilesmeler (Notronlarin beta bozunumlari oldugu gibi) 3.Zayif etkilesmeler, 4.Kuvvetli etkilesmeler,(Bunlar atom cekirdeklerinin yapi taslarini birarada tutmaktadirlar) Teorik fizikciler 1918´den beri, bu etkilesmeleriden en az ikisinin veya hepsinin menseinin ayni oldugunu isbat etmeye calistilar. Bu konuda calismalar yapan Einstein, bu ise 35 yilini verdigi halde tatminkâr ve gözlemlere uygun düsen bir netice elde edememisti. Einstein´in gerceklestiremedigi bu teoriyi Prof. Abdüsselam gerceklestirdi: Iki ayri tipten etkilesme ayni bir teorik model icerisinde deneylere uygun ve tatminkâr bir sekilde izâh ve tasvír edilebiliyordu, zayif etkilesmeler ile elektromagnetik etkilesmeler ayni teorik cati altinda birlestirebiliyordu. Iste Selâm-Weinberg Teorisi´nin özü buydu. Daha önce bilinen zayif etkilesmelerde daima bir elemanter elektrik yükü ortaya cikmis oluyordu.Selâm-Weinberg modelinde ise, yepyeni bir tip etkilesmenin hicbir elemanter elektrik yükünün ortaya cikmayacagi nötr zayif etkilesmelerin varligini öngörmektedir. Bu teori eger zayif ve elektromagnetik etkilesmeler (yahut kivvetler) arasinda, bunlarin ayni cinsten bir kuvvetin farkli iki vechesini teskil edecekleri sekilde temel bir birlik varsa,bu takdirde nötr zayif etkilesmelerinvarliginin zarurí oldugunu da göstermistir. Teori , bu türden nötr zayif etkilesmelerde arac rolü oynayacak olan nötr bir tanecigin mevcut olmasi gerektigini de öngörmüstür. (Z vektör bozonu) Teori , Isvicre´deki Avrupa Nükleer Arastirma Merkezi´nde (Cern´de), ABD´de Fermi, Argonna ve Brookhaven Millí Labarotuarlarda ve SSCB´de Dubna Labaratuarlarinda gerceklestirilen ve polarize eelektronlarin atom cekirdekleri tarafindan sacilmalarina dayanan bir seri deneyle hem kalitatif ve hemde kantitatif bir sekilde tahkîk edilmistir. Teorinin gercegi aksettirdigini dünya capinda yapilan bir cok labaruar deneyleri de teyid ettigi icin 1979´da NOBEL ARMAGANININ PROF. ABDÜSSELAM,PROF. WEINBERG ve PROF. GLASHOWá verilmesi kararlastirilmistir.

KUR´AN´DAN CIKARILAN TEORI

Prof. Abdüsselam 1979 Nobel Armagani´na lâyik görünen teorisi, icinde hersey bulunduguna inandigi Kur´an-i Kerim´den cikardi. Abdüsselam bunu söyle izah etmektedir: "Islâm tevhid (birlik) dinidir. Seriatte (dinde) böyle oldugu gibi marifette de tevhíd-i ef´al, tevhíd-i sifat ve tevhíd-i Zâ mertebeleri vardir (Islam, birlik dini oldugu gibi, ALLAH´in fiilleri, sifatlari ve Zâtinda da bir birlik vardir.) Nicin bütün esyada´da birlik tecellí etmesin?" Iste Abdüsselam, birligin kâinatta da ayni sekilde tecellí edecegine inandi ve bu dört kuvvetin kaynaginin ayni olmasi gerektigi kanaatina vardi.

ILME YAPTIGI HIZMETLER

Prof. Abdüsselam 230´dan fazla orijinal calisma yapti. Bunlarin bir kismini , aralarinda bircok Türk fizikcilerinin de bulundugu mesâí arkadaslari ve ögrencileriyle birlikte hazirladi. Calismalarini bütünüyle fizikí konulara tahsis eden Abdüsselam, daha cok kuvantum elektrodinamiginin rönormalizasyonu ile temel tanecikler fizigi alanlarinda calisti. Abdüsselam 1951-1952 yillarinda bu konu ile ilgili cok temel bir incelem yapti. Sifir spinli mezon teorilerinin rönormalize edebilir oldugunu isbat etti. 1956´da ise yani bir invaryans nötrino icin gecerli oldugunu ve buna dayanarak da nötrinonun yalnizca sol el spinli halde bulunabilecegini ileri sürdü. Nitekim bunun tabiatta gercekten de böyle oldugu sonradan deneylerle tesbit edildi. Prof. Abdüsselam , kuvantum alanlari teorisinde âyar simetrisi denilen prensibin önemini ilk defa idrak eden ve bunun vüs´atiyle inceleyen bir kac kisiden biridir. 1957´de temel tanecikler fizigine , simetrilerin kendiliklerinden bozulmasi fikrini kazandiran odur.

ILMÌ KISILIGI VE ILIM ANLAYISI

Prof. Abdüsselam, caliskan oldugu kadar da dindardir. Basarilarinda ve dindar olusunda babasinin büyük rolu oldugunu belirtir. Calisma sevk ve askini onun asiladigini söyler ve söyle der: "Babam benimle mukayese edilemeyecek ve benim burada anlatamayacagim kadar dindar bir kimseydi.Dinine ve ilme sonsuz bagliligiyla, önümde takip edebilecek bir örnek teskil etmistir." Prof. Abdüsselam Islâmiyet ile pozitif ilimleri birlestirmesini bilen bir ilim adamidir. Islâmiyetin bütün ilimlerin kaynagi olduguna inanan, kesiflerini ona dayandiran genis idrak sahibi bir Müslümandir. Islâmiyet bütün berrakligi ve aydinligiyla kavrayan Prof. abdüsselam, islamin sevk ve heyecanini ilmí, idârí ve ictimaí calismalariyla bütünlestirebilen birisidir. Prof. Abdüsselam tam bir ilim adamina yakisir vakar icerisinde kendisini "ISLAM´in naciz bir hizmetkâri" olarak görür. "ILIM ALLAH´IN SAN´ATINI ANLAMA GAYRETIDIR" Prof. Abdüsselam ilimde örnek bir calisma sergiler. O Müslümanlarin ilimde rönesans yapmalari gerektigini devamli savunur. Ilmi, ALLAH´in san´atini anlama gayreti olarak tarif eder. Hatta ona Nobel Armaginini kazandiran teorisini bile , Ilahí san´atin bir kismini anlayabilme lütfuna baglar. Abdüsselâm, sadece fizikte bir cigir acmakla kalmadi, dirayetli sevk ve idareciligiyle fizigi bir sulh vasitasi olarak kullanmasini da bildi.

ISLAMIYET KADAR MÜSBET ILMI DESTEKLEYEN BIR DIN YOKTUR

Prof. Abdüsselam : "Islâm müsbet ilme karsidir" seklinde Islam´a atilmak istenen camuru, cagimizda silen bir sahsiyettir. Calismalarinda en güzel bir sekilde Islâm´in müsbet ilme karsi olmadigini ortaya koymustur. Prof. Abdüsselam , fen ilimleriyle müsbet ilimlerin ayrilamayacagini söyler. Fizigi Islâm bünyesinde kabul eder. Bu konuda söyle der: "Eger fizik ilminin Islâmiyetle dogrudan ilgisi yok derseniz, fizigi Islâm nazarinda öldürmüs olursunuz." Bütün insanlarin ortak calismalarinin mahsûlü olan fizigin su Ayet-i Keríme meâllerinde belirtilen mânâyi tasdík ettigini söyler: "Rahmân´in yarattiginda kusur göremezsin. haydi cevir gözünü: Kusur görecek misin? Sonra tekrar tekrar gözünü cevir. Gözün sana yorgun ve hakîr geri döner." (Mülk-3) Bu ayeti okuyan Abdüsselâm , düsüncelerini de su sekilde dile getirir: "Bu aslinda bütün fizikcilerin inancidir. Bizi harekete geciren ve yasatan inanc budur. Arastirmalarda derinliklere indikce hayretimiz daha da artiyor, gözlerimiz kamasiyor." Abdüsselâsm, bu Âyetlerin isiginda hareket eden Müslümanlarin bir cok ilim dallarinda cigirlar actiklarini, kesifler yaptiklarini belirtir ve bu ruhtan uzaklasmanin ilimde gerilemelere sebep oldugunu söyler. Kur´an-í Kerím´de hukukla ilgili 250 civarinda Âyet-í Kerime bulunurken , 750 civarinda (yaklasik Kur´an-i Kerím´in 1/8) kâinati incelemeye davet eden Âyet-í Keríme bulundugunu belirtir ve bu Âyetler Müslümani tefekkür etmeye, akillarini en iyi sekilde kullanmaya, ilmí tesebbüsü istimâi hayatin bir parcasi haline getirmeye cagirir der. Iste Prof. Abdüsselâm bu gercege dayanarak Müslümanlarin ilme gereken önemi vermeleri gerektigini savunur

MÜSLÜMANLAR ILMÍ RÖNESANSA MUHTACTIR

Prof. Abdüsselam, Müslümanlarin ilmí rönesans yapmalari gerektigini de siddetle savunur. Bunun icin gerekli gördügü bes sarti da söyle aciklar: 1.Ilme ihtiras derecesinde baglilik, 2.Hükümetlerin cömert himayesi, 3.Emniyetin saglanmasi, 4.Kendi kendini idare 5.Ilmí Tesebbüslerin beynelmilellesmesi. Ayrica Abdüsselam, bu ilmí tesebbüsler icin Müslüman ülkelerin hic olazsa gelirlerinin yüzde 1 veya 2´sini ayirmalari gerektigini de söyler. Ilimle mesgul olmayi nicin bu kadar hararetle müdafaa ettiginin sebebini izah ederken de söyle der : "Sadece ALLAH bize ögrenme istegini verdigi icin degil, sadece bugün kuvvetin ilimde oldugu sebebiyle degil. Bunun sebebi ayni zamanda milletlerarasi cemiyetin mensuplari olarak bizim bugün ilimde öncülügü ellerinde bulunduranlar tarafindan asagilanmamizdir. Bir kac sene önce fizikte Nobel mük^qfati kazanmis bir Avrupalinin bana söyledigi su sözleri hâlâ hatirlarim: "Selâm, insanligin ilim hazinesine bir zerre kadar yardimlari dokunmamis ülkelerin yardimina kosmaya ve onlari ayakta tutmaya gercekten mecbur muyuz?" Aslinda bu sözleri söylememis olsa bile , bugün bir hastahaneye girip de hayat kurtarici o kadar ilacin bizim payimiz olmadan yapildigini gördükce kendime güvenim feci sekilde sarsiliyor."

DINIMIZ ILIMDE ILERLEMEYI EMREDER

Prof. Abdüsselam, Müslümanlarin ilimde üstün olmalari gerektigini söyler, hatta "Muhal farz Peygamberimiz bugün hayatta olsaydi da Ay´ailk gidenlerin bizden baskalari oldugunu görseydi, muhakkak ki,bizi uyarir: "Sizin cihadiniz ilimde üstünlügü elde etmektir"derdi, diyerek ilimde geri kalmanin Islâm´in ruhuna aykiri oldugunu söyler: -"KIYMET KEMIYETTE DEGIL,KEYFIYETTEDIR" Abdüsselam, Müslüman ilim adamlarinin mükellefiyetleri kadar haklari da oldugunu , sayilari az olsada bir ilim cemaati olarak bir araya geldiklerinde büyük bi kiymet ifade edeceklerini, kiymetin kemmiyette (sayi coklugu) degil, keyfiyette oldugunu dile getirir. Müslüman ilim adamlarinin ilmí tesebbüslere muhakkak gerektigini söyler. "Eger yunanistan fizikteki sinirli gücüne ragmen, Cenevre´de yarim milyar dolara mal olacak Avrupa Nukleer Calisma Teskilâti´na tam üye olabilecek sevki kendisinde duyabiliyorsa, Türk-Arap-Islam sevkinin bundan asagiya kalmasina mânâ veremem. Kuvvetli bir niyet ve gayretle beraber maharet de gelecektir. Zira bu "ARANIZDA AMEL EDENIN AMELINI ZÂYI ETMEM." buyuran ALLAH´in vadidir.

MÜSLÜMAN IDARECILERE DÜSEN GÖREV

Müslüman ülkelerin idarecelerine de söyle seslenir : "Ilim ehemmiyetlidir. Cünkü etrafimizdaki dümyayi ve ALLAH´in san´atini anlamamizi saglamaktadir Ilim ehemmiyetlidir. Cünkü cihansümüldür. Bütün insanligin ve bilhassa Müslüman milletlerin isbirligini saglayan bir vasitadir. Beynelmilel ilme borcumuz vardir. Kendimize saygimiz bu borcu ödememizi gerektirmektedir. Fakat ilmí tesebbüsler, Islâm´in gecmis asirlarda oldugu gibi devletin cömertce hâmilligi olmazsa gelisemez. Milletlerarasi ölcüler icinde gayr-i sâfí millí hâsilanin yüzde 1 veya 2´si, her yil Arap ülkeleri icin 2 veya 4 milyar dolar, Ilsâm dünyasi icinde bir o kadar demektir. Bu miktar arastirma ve gelistirmeye, bunun onda biri ise temel fen ilimlerine ayrilmalidir. Istikbalin tarihcelerine,"Hicretin 15. yüzyilinda ilim adamlari vardi, ama onlari cömertce himaye eden idarecilerin kitligi da vardi dedirtmeyelim."

ILIM INSANI IMANA GÖTÜRÜR

Prof. Abdüsselam ilmin insani imana götürdügünü , yarim-yamalak degil, tam ve gercek olarak ilim yapan kimsenin inanmadan edemiyecegini belirtir ve ; "Ben insan beynindeki 10 milyar sinir hücresinin birbiriyle baglantilarini görünce iman etmekten baska care bulamiyorum" der. Ilim adami icin iman etmekten baska care ne olabilir? Bugün Islam Dünyasi Prof. Abdüsselam´a tek kelimeyle minnet borcludur. Cünkü cagimizda örnek calismalariyla Müslümanlarin yüzünü agartan bir ilim adami olarak tarihe kaydolmustur. Yeni bir ilmí rönesansi baslattigi ümidindeyiz. InshALLAH onun actigi bu cigirda dünya capinda kesif ve buluslar yapacak ilim adamlari yetisecektir.