Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 3.2.1993
gün ve 6 sayılı kararında yer verilen ayet ve hadis mealleri ;
İslam dininde kadının kıyafeti
T.C.
BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ
BAŞKANLIĞI
DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU
BAŞKANLIĞI
Sayı: B.02.1.DİB.0.10/212/
Konu: Tesettür Karar No: 6
Karar Tarihi: 3.2.1993
Din İşleri Yüksek Kurulu Kararı
İslâm Dininde kadının kıyafeti ile ilgili olarak zaman
zaman sorulan sorular dolayısıyle konu, Kurulumuzca ele alınıp incelendi:
Nûr Sûresi'nin 30. ayetinde, mü'min erkeklerin harama bakmamaları,
namus ve iffetlerini korumaları emredildikten sonra 31. âyetinde kadınlarla
ilgili olarak meâlen: "Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (bakmaları
haram olan şeylerden) çevirsinler, edep yerlerini korusunlar -kendiliğinden
görünen müstesna- zînetlerini açmasınlar, başörtülerini yakalarının üzerine
salsınlar" buyrulmakta ve ayetin devamında kadınların kendiliğinden
görünmeyen zînet yerlerini, kimlerin yanında açabilecekleri belirtilmektedir.
Harama Bakmak ve İffeti Korumak
Görüldüğü gibi bu iki âyette hem erkeklerin hem de
kadınların harama bakmamaları, edep yerlerini iyice örtülü tutup, iffet ve
namuslarını zîna, fuhuş ve onlara sebep olabilecek durumlardan korumaları
emredilmektedir.
Hz. Peygamber (S.A.V.) de; "... Gözlerin zinası
şehvetle bakmaktır..." buyurarak harama bakmayı, göz zinası olarak
nitelemiştir. (1)
Ancak, gözün harama tesadüfen ilişmesinin kasıtlı bakmak
hükmünde olmadığı da hadis-i şeriflerde belirtilmiştir. (2)
İslâm âlimleri, yukarıda mealleri yazılı âyetlere ve
konuyla ilgili hadislere dayanarak, erkeklerin ve kadınların, nikahlı eşleri
dışında herhangi bir kimseye şehvetle bakmalarının haram olduğu üzerinde
müttefiktirler. Tedavi, şahitlik ve evlenme maksadı gibi, zarûret veya ihtiyaç
halindeki bakmalara, fıkıhta belirtilen şartlar ve ölçüler dahilinde müsaade
edilmiştir.
Fitne tehlikesi ve şehvet korkusu olmamak kaydı ile, gerek
erkeklerin ve gerekse kadınların, kendi yakınlarından ve yabancılardan
kimselere ve nerelerine bakıp bakamayacaklarına dair hükümler, delilleri ile
birlikte fıkıh kitaplarında mevcuttur. (3)
Örtünme
Nur Sûresi'nin 31. âyetinde zikredilen bu emirlerden sonra
kadınların örtünmesi ile ilgili olarak da, kendiliğinden görünenler müstesna
zînetlerini, zînet yerlerini açmamaları ve başörtülerini yakalarının üzerine
salmaları emredilmiştir.
Cahiliyet devrinde başını örten kadınlar, başörtülerini
enselerine bağlar veya arkalarına salıverirlerdi. Allah Teâlâ, bu âyetle,
İslam'dan önceki bu âdeti kesinlikle yasaklıyarak mü'min kadınların
-kendiliğinden görünen hariç zînetlerini, zînet yerlerini açmamalarını ve
başörtülerini, saçlarını, başlarını, kulaklarını, boyun, gerdan ve göğüslerini
iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmalarını emretmiştir.
Hz. Aişe (R.A): "Allah ilk muhacir kadınlara rahmet eyleye,
Yüce Allah: "Mü'min kadınlar başörtülerini yakalarının üzerine
salsınlar" âyetini indirince, onlar eteklerinden bir parça keserek, onunla
başlarını örttüler." (4) der.
Yine Hz. Âişe (R.A) bir gün Ensar kadınlarından sitayişle
bahsederken, buna benzer bir ifade ile, başörtüsü emrine nasıl uyduklarını
anlatır. (5)
Örtülmesi Gerekli Olmayan Kısımlar
Örtülmesi emredilen, zînetten istisna edilen ve mücmel
olarak geçen "kendiliğinden görünen" ifadesi; Ashabtan Hz. Ali, İbn-i
Abbas, İbn-i Ömer, Enes, Tabiilerden Said b. Cübeyr, Atâ, Mücâhid, Dehhâk,
Müctehid İmamlardan Ebû Hanife, Malik ve Evzaî (Radiyallahu anhum)nin de dahil
olduğu İslâm âlimlerinin çoğunluğu tarafından; "Yüz ve bileklere kadar
eller" olarak tefsir edilmiştir. (6)
Örtülmesi Gereken Kısımlar
Âyetteki "kendiliğinden görünen" mücmel ifadeyi
-az da olsa- farklı tefsir eden alimler, kadınların, istisna dışında kalan
zînetlerini ve zînet yerleri olan saç, baş, boyun, kulak, gerdan, göğüs, kol ve
bacakların örtülmesi olarak anlamışlar ve bunlardan herhangi birini açmalarının
câiz olmadığı hükmünde ittifak etmişlerdir. (7) Kadınların, bu zînet yerlerini
kimlerin yanlarında açabilecekleri ise, âyetin devamında bildirilmektedir.
Bu âyet-i kerime nâzil olunca, yukarıda rivâyet edilen hadislerle
de sabit olduğu üzere, Ensar ve Muhâcir kadınların, eteklerinden bir parça
keserek, onunla başlarını örtmeye acele etmeleri, Hz. Aişe (R.A) nın ablası
Esma (R.A)nın, ince bir elbise ile Hz. Peygamber (A.S)ın huzuruna çıktığı
zaman, Hz. Peygamber'in "Ergenlik çağına gelen bir kadının elleri ve yüzü
dışında kalan yerlerini göstermesinin câiz olmadığını" bildirmesi, yine
Hz. Peygamber'in, bileklerini dört parmak yukarısını işaret ederek
"Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kadına, ergenlik çağına gelince
yüzü ve şuraya kadar elleri hariç, herhangi bir yerini açması câiz değildir.
"buyurması; söz konusu ayetteki emirlerin vucub için olduğuna, kadınların
yukarıda sayılan zînet yerlerini örtmekle yükümlü olduklarına delâlet
etmektedir.
Örtünmenin Gayesi
Dinimizin emrettiği örtünmeden maksat, kadının zînetini ve
zînet yerlerini eşi veya mahremi olmayan erkeklere göstermemesi ve yabancı
erkekler tarafından görülmesine meydan vermemesidir. Bu itibarla örtünün;
saçın, ten renginin veya zînetlerin görülmesine engel olacak kalınlıkta, vücut
hatlarını göstermeyecek nitelikte olması gerekir. (8) Bu konuda, yukarıda meali
zikredilen hadis-i şerifler dışında, daha pek çok hadis-i şerif bulunmaktadır.
(9)
Ahzâb Sûresi'nin 60. âyetinde de "Ey Peygamber,
eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle: (Evden çıkarlarken)
üstlerine vücutlarını iyice örten dış elbiselerini giysinler. Bu, onların
iffetli bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar."
buyrulmaktadır.
Bu âyette müslüman hanımların evlerinden çıkarken,
üstlerine vücut hatlarını belli etmeyecek bir dış elbise almaları, ev kıyafeti
ile sokağa çıkmamaları emredilmektedir. Nûr Sûresi'nin 60. ayetinde ise,
yaşlanmış kadınların, 31. ayette örtülmesi emredilen zînet ve zînet yerlerini
örtmek kaydı ile (manto, pardesü, çarşaf gibi) dış elbiselerini üstlerine
almadan dışarı çıkabilecekleri belirtilerek şöyle buyrulmaktadır:
"Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş yaşlı
kadınların zînetlerini, (yabancı erkeklere) göstermeksizin, dış elbiselerini
çıkarmalarında, kendilerine bir vebal yoktur. Yine de dış elbiseli olmaları,
kendileri için hayırlıdır.
Allah işitendir, bilendir."
Netice:
1. Gerek erkeklerin ve gerekse kadınların gözlerini
haramdan korumaları,
2. Kadınların, vücudun el, yüz ve ayakları dışında kalan
kısımlarını, aralarında dinen evlilik câiz olan erkekler yanında, vücut
hatlarını ve rengini göstermeyecek nitelikte bir elbise (örtü) ile örtmeleri.
3. Başörtülerini, saçlarını, başlarını, boyun ve
gerdanlarını iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmaları, Dinimizin,
Kitap, Sünnet ve İslâm âlimlerinin ittifakı ile sâbit olan kesin emridir.
Müslümanların bu emirlere uymaları dini bir vecibedir.
Dipnotlar:
(1) Buharî, (Çağrı Yay. İst. 1981) Kadar, 9 (VII, 214);
Müslim (Çağrı Yay. İst. 1981) Nikâh, 44 (II, 612, Hadis No: 2152, 2153);
Beyhaki, VII, 89.
(2) Müslim, Adâb, 10 (II, 1699, Hadis No: 2159); Tirmizi,
Edeb, 28 (V, 101, Hadis No: 2777) Ebû Dâvûd, Nikâh, 44, (II, 609, 610, Hadis
No: 2148, 2149); Müsned, IV, 358, 361; Dârimî (Çağrı Yay. İst. 1981) İstizân,
15 (a.674); Rikâk, 3 (s.694); Beyhaki (1. Baskı, Hind, 1353) VII, 90.
(3) Serahsî, Mebsût, (Beyrut, 1986) X, 145-165; Nevev;ı
Minhâc (Celaleddin Mahalli'ye ait şerh ile birlikte, II, Baskı, Mısır, 1934)
II, 206-215; Kasânî, Beda'i'us-Sanayi" (Mısır, 1328/1910) V, 118-125; İbn
Âbidîn, Reddu'l-Muhtâr, (Matba's-i Âmire, İst.) V, 320-329.
(4) Buhâri, Tefsir, Tefsir-u Süreti'n-Nûr, 13 (V, 13) Ebû
Dâvûd, Libâs, 33(IV, 3577; Beyhaki, VII, 88.
(5) Ebû Dâvûd, Libas, 32 (IV, 356)
(6) Taberi, Cami'u'l-Beyân (Beyrut, 1405/1984); X,
117-121.
(7) Taberi, a.g.e., Aynı Yer; Fahreddin Râzi,
Mefatihu'l,Gayb, (Matba'atü'l-Behiyye, Mısır) XXIII, 201, 210; Kurtubî el-Cami'
Li Ahkami'l-Kur'an, (Mısır, 1361)1942) XII, 222-238 Cassâs, Ahkamu'l-Kur'an
(Lübnan Daru'l-Kittabi'l-Arabi) III, 315-3119; ibnu'l-Arabi, Ahkâmu'l-Kur'an
(Lübnan, Dâru'l-Ma'rife) III, 1365;1376; Serahsî, a.g.e., X, 145-165;
Celâluddin Mahallî, Şerhu'l-Minhâc, III, 206-215; Kâsâni, a.g.e, C., 118-125;
İbn Âbidin, a.g.e., V, 320-329, İbn Hazm, Merâtibu'l-İcma', s.29
(8) Serahsî, a.g.e., X, 155; İbn Âbidin, a.g.e., V,
320-329
(9) Müslim, Libâs, 34 (II, 1680, Hadis No: 2128). Cennet,
13 (II, 2192, Hadis No: 2128); Müsned, II, 356
Tesettürle ilgili ayet ve hadisler
1- "Şüphe yok ki Allah, Ademoğluna zinadan payını
yazdı (yani onun kendi iradesini kullanarak işleyeceği zina türünü levh-i
mahfuz'da belirtti, diğer bir yoruma göre şehvet sevgisini onun fıtratına
yerleştirdi.) Artık Ademoğlu yazılan payına kesinlikle ulaşır. Gözlerin zinası
(şehvetle) bakmak, dilin zinası (haramı) konuşmaktır. Nefis de (zinayı) temenni
edip şehvetlenir ve (nihayet ilgili organ bunların ortak isteklerini yerine
getirmek suretiyle onları tasdik eder veya arzularını gerçekleştirmekten imtina
etmekle onları tekzib eder." (10) buyurur.
2. Ashab'dan Cerir bin Abdullah el-Beceli (R.A) den: Şöyle
demiştir: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e (harama) ani bakışın
hükmünü sordum. (, bana, gözümü başka yöne çevirmemi emretti. (11)
3. "Ey Ali harama (tesadüfen) bakışın ardından
(kasıtlı) olarak tekrar bakma. Çünkü, şüphesiz (tesadüfen olan) birincisi sana
(muaf)tır ve (kasıtlı olan) sonuncusu sana muaf değildir." (12)
4. Hz. Aişe (R.A): "Allah ilk muhacir kadınlara
rahmet eyleye, Allah "mü'min kadınlar başörtülerini yakalarının üzerine
salsınlar" âyetini indirince onlar eteklerinden (bir rivayette en kalın
olanı) kesip onunla başlarını örttüler, der. (13)
5. Hz. Aişe (R.A) bir gün Ensar kadınlarından sitayişle
bahsederken buna benzer bir ifade ile başörtüsü emrine nasıl uyduklarını
anlatır. (14)
6. "Hz. Aişe (R.A) şöyle demiştir: Ebu Bekir (R.A)ın
kızı Esma (ki Aişe validemizin ablasıdır) ince bir elbise ile örtülü olarak
Rasulüllah sallallahu aleyhi ve selem'in huzuruna girdi. Rasulüllah, sallallahu
aleyhi ve sellem ondan yüzünü çevirdi ve kendi mübarek yüzünü ve ellerini
işaret ederek:
"Ey Esmâ, kadın erginlik çağına ulaşınca vücudunun
şurası ve burası dışında kalan yerlerinin görülmesi (gösterilmesi) caiz
değildir. buyurdu. (15)
7. Yine Hz. Aişe (R.A) den: Şöyle demiştir: Rasullah
(S.A.V.) bileklerinin dört parmak yukarısını işaret ederek Allah'a ve ahiret
gününe inanan bir kadın erginlik çağına varınca yüzü ve şuraya kadar elleri
dışında herhangi bir yerini açması helâl değildir. buyurdu. (16)
8. "Ebû Hureyre (R.A.) den: Şöyle demiştir:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Ateş ehlinden olup, görmediğim
iki sınıf insan var: (birisi) yanlarında bulunan sığır kuyruklarına benzer
kamçılarla insanları döven (işkence yapan) bir
kavimdir. (Diğeri giyinik, çıplak birtakım
kadınlardır..." (17) buyurdu.
Dipnotlar:
(10) Buharî Kitabü'l-Kader, 8. Bab, Müslim aynı kitab 5.
bab, Ebu Davud Nikâh 4. babta, Ebu Hüreyre (R.A)'den.
(11) Müslim Kitabü'l-Âdab 10 bab, Tirmizî İsti'zân 61.
bab, Ebu Davud Nikah Kitabı 44. bab, Ahmed 4/358, Beyhakî 7/90... Dârim;ı
2/278, İsti'zân 15.
(12) Tirmizî İsti'zân 61.bab, Ebû Dâvud Nikâh 44. bab,
Ahmed 5/351-352; Dârimî Rikak 3, Beyhakî 7/90
(13) Buhari Nur Suresinin tefsiri 13. bab, Ebû Dâvud Libas
Kitabı 32. bab, Beyhakî 88.
(14) Ebû Davud Libâs Kitabı 31. bab.
(15) Ebû Dâvud Libâs kitabı 33. bab.
(16) Buharî Kitabü'l-Kader, 8. Bab, Müslim aynı kitab 5.
bab, Ebu DavudNikâh 4. babta, Ebu Hüreyre (R.A)'den.
(7) Müslim Kitabü'l-Âdab 10 Bab, Tirmizî İsti'zân 61. bab,
Ebu Davud Nikah Kitabı 44. bab, Ahmed 4/358, Beyhakî 7/90..., Dârim;ı 2/278,
İsti'zân 15