BAŞÖRTÜSÜ ÜZERİNE
Muhterem Başörtülü Hanımefendi Kardeşlerim,
Bendeniz İlahiyat Fakültesi mezunu, evli ve iki çocuk babası bir kardeşinizim.
Her gün binlerce insanın geçtiği işlek bir yol üzerinde bir dükkanım
var. Bu yüzden birçok farklı insan görüyor ve yine birçok insanla görüşüyorum.
Sizlere bu mektubu yazmamın sebebi her gün gördüğüm insanların içinde
yer alan yüzlerce başörtülü kardeşimin bazılarında tesbit ettiğim
giyinme yanlışları hakkında sizleri uyarmak istememdir.
Buna cür`et etmemin sebebi de Yüce Rabbimiz Allah`ın şu ayeti ve önderimiz
Hz. Muhammed Aleyhisselam'ın şu sözleridir:
*-"Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men eden bir
topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir." (Al-i İmran Suresi
Ayet 104)
*-"Sizden birisi bir kötülük görürse onu eli ile değiştirsin, buna gücü
yetmezse dili ile değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalbi ile bu durumu kötü
görsün; ki bu da imanın en zayıfıdır." (Hadis-i Şerif)
*-"Ya iyiliği emreder, kötülüğü men edersiniz; ya da başınıza
Allah`tan gelecek bir musibeti beklersiniz." (Hadis-i Şerif)
*-"Muhakkak ki din nasihattır." (Hadis-i Şerif)
Muhterem Kardeşlerim,
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, bazı İslâm düşmanlarının iftiralarının
aksine bu din, kadını hor gördüğünden değil; tam aksine onu herkesin
istediği şekilde göremeyeceği nadide bir mücevher gibi kabul ettiğinden,
onu kem gözlerden korumak istediğinden yani ona değer verdiğinden dolayı örtünme
emrini getirmiştir. Şu bilinmelidir ki İslâm`dan başka hiçbir sistem,
hangi inançtan olursa olsun, sonuçta bütün insanların ulaşmak istediği en
değerli yer olan Cennet`i, "anneler`in ayağının altında" kabul
edecek kadar; "Sizin en iyiniz kadınlarına karşı en iyi olanınızdır."
ilkesini getirecek kadar ve doğum sırasında ölen kadını "şehid"
kabul edecek kadar kadınlara değer vermemiştir.
Başörtüsü ve örtünme emri, farz olduğu "müslümanlar" tarafından
kesin olarak bilinen bir emirdir; bu konuda hiç bir şüphemiz yoktur ve müslüman
hanımlar bu emri severek yerine getirirler. Çünkü onlar Allah`ın ve Rasulunün
emirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar ve "şiddeti her tarafa yayılacak
olanbüyük bir günün azabından" korkarlar.
Biz müslümanlar için namaz, nasıl ki Peygamber Efendimiz zamanından bu yana
"müslümanların" hepsinin ittifak ve uygulamalarıyla bu güne kadar
gelmiş bir ibadetse; hanımların yabancı erkeklere karşı örtünmesi de aynı
şekilde müslümanların ittifak ve uygulamalarıyla bu güne kadar gelmiş ve
-Allah'ın izniyle- dünya durdukça da uygulanacak bir inançtır. Bu inancımızdan
biz müslümanları hiçbir İslâm düşmanı uzaklaştıramadı ve yine
-Allah'ın izniyle- kimse uzaklaştıramayacaktır.
Son senelerdeki başörtüsü tartışmaları; bazı bilgisiz, kötü niyetli
veya satılmış kişilerin yanlış veya kasıtlı yorumları halkımızdan bazı
kesimleri yanıltma ve sanki İslâm`da örtünme emri yokmuş gibi bir hava
estirme amacı gütmektedir. Birtakım yeni yetme ve "zamanın hâkim güçlerine
yaranarak birtakım menfaatler elde etme sevdalısı" İlahiyatçı veya
din adamı görüntüsündeki şahıslar dünyada tek akıllı kendileri kalmış
gibi Allah`ın ve Peygamberi`nin bu kesin emrini ilgili ayet ve hadisleri kendi
hevesleri doğrultusunda yorumlayarak yozlaştırmaya çalışmaktadırlar. Bu
kişilere sormak gerekir: "Örtünme emrini (hâşâ) Peygamber Efendimiz,
sonra bütün Sahabe, sonra onların ardından gelen Müslümanlar ve herbiri yüzlerce
eser vermiş bütün İslâm alimleri ve sonra bütün Müslümanlar yanlış
anladı da; sizin gibi üç-dört uyduruk kitap yazmayla ve zamanın hâkim güçlerine
yağcılık yapmakla profesör olan, makam sevdalısı yeni yetmeler mi doğru
anlıyor(?)." Tabii ki hayır...
Hadi bir anlık bütün dînî emir ve kavramları bir tarafa bırakalım, din
diye bir şey yok farz edelim; bu durumda bile başörtüsü bizim için vazgeçilmezdir.
Çünkü başörtüsü bizim örfümüzde, kültürümüzde, tarihimizde kayıtlıdır,
kazılıdır: İşte Anadolu Kurtuluş Savaşında kağnıyla cepheye mermi taşıyan
başörtülü ninelerimiz, işte köyüne saldıran düşmana satırla girişen
Nine Hatunlar, işte örtüye uzanan bir düşman eli sebebiyle Maraş`tan Güneydoğu
Kurtuluş hareketini başlatan Kahraman Maraş halkı ve işte "İstiklal
Marşımızın yazarı" büyük şair, büyük insan Mehmet Akif Ersoy ve
onun iki
dizesi...:
Kızımın iffeti batmakta rezîlin gözüne;
Acırım tükrüğe billâhi tükürsem yüzüne!
Başörtüsüne karşı duran bir Anadolu insanı bırakın dinine karşı olmayı,
kendi ülkesine ve kültürüne karşıdır demektir, bir zamanlar Maraş`ta örtüye
el uzatan düşmanla ,aman dikkat!, "FRANSIZLA" aynı safta
demektir...
Öyle ise sen de bu yanlışa düşme; bir zamanlar namusuna, örtüsüne, vatanına
saldıran o düşmanla savaşan, bu uğurda kolunu, bacağını kaybeden ve
hatta şehid düşen atalarının kemiklerini sızlatma ey Anadolu insanı, sızlatma
ey Anadolu insanı:
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensin yatanı!
Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı,
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı!
Evet değerli kardeşlerim, bu önemli girişin ardından tekrar esas konumuza dönelim:
Çok Değerli Başörtülü Hanım Kardeşlerim,
Örtünme emrinin amaçları arasında siz değerli hanım kardeşlerimizi kem gözlerden,
hain bakışlardan korumak ve yabancı erkeklerin dikkatinin üzerlerinize çekilmemesini
sağlamak olmasına rağmen, bazı kardeşlerimiz bu emri yerine getirmeye çalışırken
yaptıkları hatalarla bu amaçların tersinin gerçekleşmesine sebep oluyor ve
maalesef örtünüyoruz sandıkları halde örtünmüyorlar.
Bu durum da sizleri seven ve saygı duyan biz erkek din kardeşlerinizi üzüyor.
Çünkü siz bizler için çok değerlisiniz. Sizler bizim ya anamız, ya bacımız,
ya kızımız ya da hanımımızsınız. Bizler sizin yalnızca Allah`ın emrini
tutarak örtünmenizden dolayı sizlerle gurur duyuyoruz, sizler bizimnamusumuz
ve Fatih`leri doğuran ve doğuracak en değerli varlıklarımızsınız,
bizler sizin saçınızın bir telini bile esen rüzgardan sakınırız, kıskanırız.
Şimdi burada öncelikle konumuzla ilgili olan ve eğer müslümansak bizleri bağlaması
gereken, hanımların giyinmesi ile ilgili bir ayeti, Peygamberimizin sözleri
olan hadislerden birkaçını ve O`nun ocağında yetişmiş değerli hanımı
Hz. Aişe`nin iki sözünü sizlere hatırlatmak istiyorum:
1- Ayet: "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan)
korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları hariç,ziynetlerini
açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar...Gizlemekte
oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar..."
(Nûr Suresi Ayet 31.)
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış
örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve
incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır
esirgeyendir." (Ahzâb
Suresi, Ayet 59.)
2- Hadis: Hz. Aişe`den rivayet edildiğine göre bir gün kız kardeşi Esma
ince bir elbise ile Rasulullah`ın huzuruna girmişti. Hz Peygamber bunun üzerine
hemen ondan yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey Esma! Şüphesiz kadınlar
erginlik çağına ulaşınca onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi
uygun değildir." Hz Peygamber bunu söylerken yüzünü ve ellerini işaret
etti. (Yani yüz ve eller dışındaki organların görünmesinin uygun olmadığını
belirtti.) (Ebu Davud Libas 31.)
3- Hadis: Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular: "Ümmetimin son dönemlerinde
giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü
deve hörgücü gibi bulunacaktır. Onlar cennete giremez, cennetin kokusunu
bile alamazlar." (Ebu Davud Libas 125, Cennet 52.)
4- Hadis: Bir gün Peygamberimiz bir arkadaşına Mısır`da dokunmuş bir keten
kumaş vermiş, yarısından kendine gömlek diktirmesini, diğer yarısından
ise hanımının giysi yapmasını istemiştir. Ancak daha sonra şöyle buyurmuştur:
"Hanımına git söyle altına bir gömlek diksin. Çünkü vücut şeklinin
ortaya çıkmasından korkarım." (El Kurtubî, El Cami`, XIV, 156.)
5- Peygamberimizin Hanımı Hz. Aişe`nin Sözleri: Temim Oğulları
kabilesinden bir takım kadınlar Hz Aişe`yi ziyarete gelmişlerdi. Üstlerinde
ince giysiler vardı. Hz Aişe onlara şöyle dedi: "Eğer sizler mü`minler
iseniz, bunlar inanmış hanımların giysileri değildir. Eğer mü`min değilseniz
o zaman durum değişir."
Yine birgün onun huzuruna, ince başörtülü bir gelin getirilmişti. Bunun üzerine
O şöyle dedi: "Nûr Suresine inanan bir kadın bunu örtünmez." (El
Kurtubî, El Cami`, XIV, 157.)
6- Hadis: "Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın
diye bir topluluğun yanına giderse zinaya bir adım atmış olur." (Tirmizi,
Edeb, 35;
Nesâî, Zîne, 35)
7- Hadis: "Kadınlardan erkeklere benzeyenlerle; erkeklerden kadınlara
benzeyenler bizden değildir." (Buhârî, Libas, 61)
Muhterem Başörtülü Kardeşlerim,
Şimdi sizlere bu mektubu yazma sebebim olan noktalara değinmeye geçebilirim.
Burada bazı hanım kardeşlerimizin özellikle yaz aylarında düştükleri örtünme
ve giyinme yanlışlarını madde madde sayarak sizleri uyarmak istiyorum:
A- SOKAKTA GİYİLEN ELBİSEDE YAPILAN YANLIŞLIKLAR:
1- İçi gösteren astarsız ve ince gömlek, elbise, özellikle etek (şifon ve
organze türü):
Bazı kardeşlerimiz sokakta dış elbise olarak, güneş ışığı veya dükkanların
ışıkları vurduğu zaman ve hatta ışık vurmadan bile içini gösteren ince
elbise veya ceket altı etek giyiyorlar. Bu da çok vahim sonuçlara neden
oluyor ve maalesef bazen içiniz görünüyor. Kardeşlerimiz bu tavırlarıyla
yukarıda saydığımız 2, 3, 4 ve 5. hadislere aykırı davranıyorlar. Lütfen
bu hataya düşmeyiniz.
2- Dar ve vücuda yapışan elbise, tişört ve gömlek: Sokakta dış elbise
olarak bu tür şeyler giyilince vücut hatları belli oluyor ve erkeklerin
dikkatini çeker bir hale geliyor. Bu tür giyinişler de örtünme emrinin
genel amaçları ile yukarıdaki 3. ve 4. hadislerin emirlerine aykırı. Lütfen
sokakta ve yabancı erkeklerin yanında dış elbise olarak bu tür şeyleri
giymeyin.
3- İçi göstermese ve dar olmasa bile kumaşının türü sebebiyle vücuda
yapışan ve vücut hatlarını belli eden elbise ve etek. (Buzy, ipekli türü
vb.): Bir üst maddedeki mahzurlar bu tür giyinişte de mevcut. Lütfen sokakta
ve yabancı erkeklerin yanında dış elbise olarak bu tür şeyleri giymeyin.
4- Pantolon:
Bazı başörtülü hanım kardeşlerimiz dış giysi olarak beline kadar bir üst
elbise veya ceket giydiği halde belden aşağısı açıkta kalacak şekilde
altına pantolon, hatta bazen dar pantolon ve hatta ne kadar acıdır ki bazen
de bulucin giyiyorlar. Bu da vücut hatlarını belli ediyor. Üstelik başörtülü
bir hanımın böyle giyinmesi daha çok dikkat çekiyor ve İslâm`la alakası
olmayan insanların bile "Şuna bak bir de başörtüsü takıyor!"
demesine neden oluyor. Onların öyle demesi bir yana bu tür giyinişler örtünme
emrinin genel amaçları ile çelişki halinde. Bir de bu tür bir giyiniş
yukarıdaki 7. hadiste geçen Peygamber Efendimizin, kadınların erkeklere
benzemesini
yasaklayan emrinin sınırlarını zorluyor. Lütfen bu tür olumsuzluklara
sebep ve bir erkek giysisi olan pantolonu burada belirttiğimiz şekliyle
sokakta giymeyiniz.
5- Kısa kollu elbise:
Hayret edilecek bir şekilde son zamanlarda bu tür giyinişlere de rastlıyoruz.
Özellikle bazı genç hanım kardeşlerimiz de yaz aylarında üstlerine
delikli, dantelli veya saydam bir üst giyisisi alıyor ve kısa kollu giyisisi
bunun altından görülüyor. Oysa örtünme emrinin gerçekleşmesi için
kolların kapalı olması gerekiyor. Yukarıdaki 2. hadiste Peygamberimiz, hanımların
yabancı erkeklere karşı yalnızca yüz ve ellerinin açık kalacabileceğini
söylüyor. Lütfen bu noktaya dikkat edin ve bu tür
yanlışlara düşmekten kaçının.
6- Yırtmaçlı etek:
Anlaşılması çok güç ama bazı kardeşlerimiz de dış elbise olarak altlarına
yırtmaçlı etek giyiyorlar. Gene anlaşılması çok güçtür ki bu yırtmaç
bazen diz kapaklarına kadar bile çıkabiliyor. Kardeşlerim! Böyle örtünme
olur mu? Yanlış yapıyorsunuz! Yoksa son zamanlardaki tesettür tartışmaları,
televizyon ve tesettür defileleri vs. bizlere temel bazı şeyleri, bazı değerleri
unutturdu mu? Kardeşlerim bu tarzda bir giyinmeyle ayete de hadise de, örtünme
emrinin amaçlarına da muhalefet ediyorsunuz. Tesettürlü bir hanım efendinin
böyle bir giyiniş tarzı olamaz. Lütfen bu hataya düşmeyiniz.
7- Manto ve pardesü türlerinden: a-)İçini gösterecek kadar ince, b-)Vücut
hatlarını belli edecek kadar dar veya ince, c-)Çok aşırı süslü, d-)Çok
dikkat çekici renkli (mesela kırmızı), e-)Uzun yırtmaçlı, f-)Parlak deri,
g-)Bele doğru daralan (Rus modeli):
Bu tür pardösü ve mantolar da dikkatleri üzerinize çekmenize veya bazen vücut
hatlarınızın belli olmasına sebep oluyor. Oysa örtünme emrinin amaçları
arasında bunları önlemek var. Lütfen pardösü ve mantonuzun böyle olmamasına
özen gösterin.
B- BAŞÖRTÜSÜ YANLIŞLARI:
1- İçini gösteren ince türde baş örtüsü:
Yine arkadan ışık vurunca ve hatta bazen
vurmadan bile içini gösteren başörtüler takılıyor. Bu durum da yukarıda
5. maddede Hz. Aişe`nin söylediği gibi dinin bu emrine açık bir muhalefet
oluyor. Lütfen sokakta takacağınız başörtünüzü seçerken ve takarken içini
göstermeyecek kalınlık ve kalitede
olmasına dikkat edin.
2- Boynu örtmeyen baş örtüsü:
Bu yanlış uygulamaya da oldukça çok rastlanıyor. Yalnızca çene altında
veya ensede bir düğüm atılınca boyun açık kalıyor ve yukarıdaki 1.
ayette geçen "Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar" emri
gerçekleşmiyor. Lütfen başörtünüzün ucunu boynunuzu da kapatacak şekilde
yakanızın üzerine sarkıtın.
3- Saçı tam örtmeyen, saçtan arkaya kayan ve saçın önünü dışarı çıkaran
baş
örtüsü:
Bu yanlışa bir üst 2. maddedeki gibi başını bağlayan kardeşlerimiz düşüyor
ve örtünme emri tam olarak gerçekleşmiyor. Lütfen başörtünüzü güzel
ve sağlam bağlayarak veya altına tülbent takarak kaymamasını ve saçınızın
hiçbir tarafının görünmemesini sağlayınız.
4- Aşırı süslü, dikkat çekici renkte (mesela kırmızı) ve yaldızlı başörtüsü:
Bu tür başörtüsü de dikkatleri ve bakışları üzerinize çekiyor. Oysa ki
bu sonuç örtünme emrinin hedeflerinden değil. Lütfen sade veya aşırı süslü
olmayan başörtülerini tercih edin.
5- Sarkan kısımları pardesü veya elbisenin içinde bırakılmak ve boyun
veya ense üzerinde düğümlenmek suretiyle iyice sıktırılan, böylece başın
veya
saçın şeklini tamamen ortaya çıkaran başörtüsü:
Yukarıda saydıklarım kadar tehlikeli
olmasa da bu uygulama özellikle genç hanım kardeşlerimiz arasında oldukça
yaygın. Hele bazı kardeşlerimiz başörtülerini böyle bağlamakla birlikte
bir de saçlarını topuz yapıyor veya yukarıya doğru topluyorlar. Bu durumda
başları 3. hadiste geçen tabirle "deve hörgücü"ne benziyor.
Takdir edersiniz ki bu da çok dikkat çekici oluyor. Bu kardeşinizi
dinlerseniz lütfen sokakta başörtünüzün alt kısmını elbise ve
mantonuzun içinde bırakmayıp ayette emredildiği gibi yakanızın üzerine
koyarak sarkıtın derim.
C-AKSESUAR VE AYRINTI YANLIŞLARI:
Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Bazı genç hanım kardeşlerimin kullandıkları;
-Özellikle nakışlı eşarp altı alın süsleri,
-Dış elbisenin üzerine giyilen çok süslü ve dikkat çekici delikli,
dantelli,
saydam veya çok parlak deriden ceketler,
-Cafcaflı ve parlak çantalar,
-Aşırı süslü, dikkat çekici, uzun topuklu veya çok yüksek tabanlı
ayakkabılar,
-Tıbbî zorunluluğu olmayan ve gösteriş niyetiyle takılan güneş gözlükleri,
-Yukarıdaki 6. hadise aykırı olarak aşırı tarzda parfüm sürünme ve
makyaj.
Çok Değerli Genç Hanımefendi Kardeşlerim!
Gençlik çağında olmanız sebebiyle güzel görünmek ve beğenilmek istediğinizi
biliyorum. Ancak inanın ki siz kardeşlerimin güzel olmak ve beğenilmek için
bu süslü şeylerin hiçbirine ihtiyacınız yok. Çünkü sizin yüzünüzde
Allah`ın verdiği bir nur var, sizin yüzünüzde Peygamberimizin "İmandandır"
dediğim "Hayâ"nın yani utanmanın güzelliği, berraklığı,
temizliği var. Bu güzelliği ve nuru siz göremeseniz de biz görüyoruz; siz
bilemeseniz de biz biliyoruz. Hatta öyle ki bu nurunuz bazı karanlık odakları
ve yarasaları da rahatsız ediyor... Bu güzelliğiniz, bu nurunuz yıkılmak,
yok edilmek isteniyor...
Kardeşlerim, tabii ki temiz, uyumlu ve size yakışanı giyeceksiniz, tabii ki
paspal olmayacaksınız. Temizlik ve düzen zaten bizim dinimizin emirleri arasında.
Ama bir müslümanın çoğu işinde olması gerektiği gibi orta yolu
kaybetmeyeceğiz. Bahsettiğim türlerde yanlış giyinerek dikkat çekme sınırına
geçmeyeceğiz.
Ve genç kardeşlerim şunu da bilin ki eğer evleneceğiniz erkek, sizi sadece
görünüşünüzden ve güzelliğinizden dolayı beğenecekse bu durumun
ileride sizin için bir felaket olma ihtimali vardır. Çünkü güzellik birgün
gidebilir veya birgün sizden daha güzel bir insan çıkabilir; eğer o kişi sırf
güzelliğinize bakıp da sizi tercih etmişse böyle bir durumda sizden uzaklaşması
ihtimali de yüksektir. Buna karşılık beğenilmenizi ve tercih edilmenizi sağlayan
sizin temizliğiniz, sadeliğiniz, iç güzelliğiniz, hayânız, terbiyeniz ve
ahlâkınız olursa -Allah`ın izniyle- ömür boyu hiç bitmeyecek güzellikler
başlar. Eğer imanlı ve dindar beyler istiyorsanız bu niyette olmanızı
tavsiye ederim. Çünkü sizi arayacak olan müslüman ve dindar erkekler de
Peygamber Efendimizin şu hitabıyla karşı karşıyadır ve ona göre hareket
edeceklerdir:
"Kadın dört şeyi için nikâhlanır: Malı, güzelliği, soyu ve dini için.
Sen dindar olanını tercih et..."
Değerli Başörtülü Hanım Kardeşlerim,
Bu söylediklerimi lütfen "İyi dost acı söyler." sözü çerçevesinde,
sizleri seven bir kardeşinizin uyarısı olarak alın. Benim kimseye bir kastım
veya ithamım yok. Allah ve Resulunu tasdik eden herkes müslümandır. Ancak
Allah`ın bir emrini yerine getirirken bunu doğru uygulamak lazım; yoksa
bilmeden zararlı çıkılabilir veya hedeflenen fayda elde edilmez. Dediğim
gibi sizler bizim için çok değerlisiniz. Onun için bu kadar şey söyledim.
Değerli olmasanız "hadi canım banane" der geçerim. Ama bunu yapamıyorum,
çünkü sizler bizim umudumuzsunuz.
Son olarak sizlerden iki ricam var;
Birincisi, lütfen kitap okuyarak veya alim insanların katıldığı hanım
toplantılarına katılarak, İslâmî radyoların programlarını dinleyerek
bilginizi artırın ve dinimizi doğru öğrenin, doğru öğrenilmesini sağlayın.
Dünya hayatınız ile ilgili bilgilerin yanında ahiret hayatınız için de
bilgiler öğrenin. Benim burada anlattıklarım bazı yanlışlara dikkat çekmektedir,
sizin başörtüsü ve diğer meseleler ile ilgili bilmediğiniz bir konu varsa
ayrıntılı bilgi için güvenilir ilmihal kitaplarına başvurun ve bilgiyi
tam
kaynağından öğrenin.
İkincisi ve en önemlisi; lütfen burada yaptığım uyarıları tanıdığınız
başörtülü arkadaşlarınıza da ulaştırın ve bunların mümkün olduğu
kadar çok insana ulaşmasını sağlayın ki bu yanlış uygulamalar sona
ersin.
Mektubuma burada son verirken hepinize en içten saygılarımı sunuyor ve
sizleri Allah`a emanet ediyorum. Umarım siz de bana dua eder ve: "Allah`ım
bu kardeşimize ilim yolunu nasib et, onun ilmini artır ve onu sâlih kullarından
eyle." dersiniz.
Esselâmu Aleyküm.
Sami YILMAZ
syilm54@yahoo.com
|